Antalya, 2024 yılı henüz bitmeden resmi rakamlara göre 13,5 milyon turist sayısına ulaştı. Bu sayılar, şehre ekonomik anlamda katkı sağlasa da beraberinde ciddi sorunları da getirdi. Trafik sıkışıklığı, aşırı betonlaşma, kira artışları ve hayat pahalılığı gibi sorunlar halkın yaşamını her geçen gün zorlaştırıyor. Turizmle bağlantılı sektörler ekonomik olarak büyürken, diğer ekonomik faaliyetler geriliyor, bu durum da kenti aşırı turizmin getirdiği risklerle karşı karşıya bırakıyor.
Cumhuriyet gazetesinden Ece Güneş’e değerlendirmelerde bulunan akademisyenler ve meslek odalarının temsilcileri, Antalya’daki mevcut turizm politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor. Aşırı turizmin çevresel, sosyal ve ekonomik dengeleri bozduğunu vurgulayan uzmanlar, şehrin giderek Barselona gibi aşırı turizmle mücadele eden bir destinasyona dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Turizmin her geçen yıl daha fazla genişleyen yapısının, kent planlamasında göz ardı edilen birçok soruna yol açtığı ifade ediliyor.
Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Barış Seyhan, Antalya’da aşırı turizmin giderek belirginleştiğini vurguluyor. Seyhan, Barselona örneğini vererek aşırı turizmin çevresel etkilerinden su kıtlığına kadar birçok soruna yol açabileceğini belirtti. Barselona’da her yıl 32 milyon turistin kente gelmesi nedeniyle hane başına su kotaları uygulandığını hatırlatan Seyhan, Antalya’nın da benzer sorunlarla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Antalya’da aşırı turizmin en büyük ekonomik etkilerinden biri de kira artışları ve hayat pahalılığı. Seyhan, aşırı turist talebi nedeniyle turizme yönelik ev kiralamalarının hızla arttığını, bunun da kentte yaşayan halkın kiraların yükselmesiyle mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti. Aynı durum Barselona’da da yaşanmış, kentin halkı artan kira ve yaşam maliyetleri nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaşmıştı.
Seyhan, aşırı turizmin çevresel ve sosyal etkilerine dikkat çekerek, “Konya’daki Mevlana Türbesi’ni ziyaret eden turistlerin kültürel hassasiyetleri göz ardı etmesi dengeleri bozabiliyor. Ayrıca yoksul ülkelerde tatil yapan turistlerin uyuşturucu ve fuhuş taleplerinin artması, bu bölgelerde suç oranlarının yükselmesine neden olabiliyor. Tayland gibi ülkelerde bu durumu net bir şekilde görebiliyoruz” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ece Ömüriş ise aşırı turizmin yalnızca halkı değil, aynı zamanda turistleri ve turizm sektörü çalışanlarını da olumsuz etkilediğini belirtti. Ömüriş, “Turizm, tatilin getirdiği iyi olma haline erişme amacını taşır. Ancak aşırı kalabalık nedeniyle turistler de mutlu olmuyor” diye konuştu. Ayrıca turizm sektöründe çalışanların artan iş yükü nedeniyle ciddi zorluklar yaşadığını ve hizmet kalitesinin düştüğünü dile getiren Ömüriş, bu durumun çalışanlar için stres kaynağı olduğunu ifade etti.
Ömüriş, “Turist sayısı arttıkça, çalışanların iş yükü artıyor ve buna karşılık düşük ücretlerle bu yoğun tempoyu sürdürmek zorunda kalıyorlar. Bu da turizm sektöründe çalışanların motivasyonunu düşürüyor ve hizmet kalitesini olumsuz etkiliyor” dedi.
Antalya’nın aşırı turizm tehlikesine dikkat çeken bir diğer isim, Şehir Planlamacıları Odası Antalya Şubesi Başkanı Funda Yörük oldu. Yörük, Antalya’da turist hedeflerinin belirlenirken kent planlamasının göz ardı edildiğini belirtti. Yörük, “Turizm hedeflerini koyanlarla, Antalya’yı planlayanlar aynı kişiler değil. Kentin altyapısı, ulaşımı bu büyümeyi kaldırabilir mi, bunu da hesaba katmak gerekiyor. Artan turist sayısı, Antalya’nın altyapısını zorlamaya başladı ve bu durum şehirde kalıcı sorunlara neden olabilir” uyarısında bulundu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Turizm Danışmanı Osman Ayık ise turizmin yalnızca sayılara dayalı hedefler üzerinden planlanmaması gerektiğini savundu. Ayık, “Turizm planlaması sürdürülebilirlik ilkesi üzerine inşa edilmeli. Hedef yalnızca daha fazla turist çekmek değil, aynı zamanda bu turistleri şehre en uygun şekilde entegre edebilmek olmalı” dedi.
Antalya’da havalimanının genişletilmesi projesi, aşırı turizmin etkilerini artıracak bir başka gelişme olarak öne çıkıyor. Funda Yörük, havalimanı kapasitesinin artırılmasıyla kente gelecek turist sayısının daha da artacağını, ancak kentin ulaşım altyapısının bu yoğunluğu kaldıracak düzeyde olmadığını belirtti. Yörük, “Havalimanı genişletiliyor, fakat o turistleri taşıyacak yollarımız yok. Planlama yapılırken ulaşım gibi kritik altyapılar da göz önünde bulundurulmalı” dedi.
Turizm Danışmanı Osman Ayık da havalimanı çevresinde artan yapılaşmanın ilerleyen yıllarda trafik sıkışıklığına neden olabileceğini belirtti. Ayık, “Antalya Havalimanı boğulmak üzere. Etrafında yoğun yapılaşma artıyor ve bu durum ileride ciddi bir ulaşım sorununa yol açabilir. Şehrin gelecekte artan turizm yükünü kaldırabilmesi için daha kapsamlı bir planlama yapılmalı” diye konuştu.
Antalya, hızlı turizm büyümesinin getirdiği olumsuz etkilerle başa çıkmak için kapsamlı bir strateji geliştirmek zorunda. Aksi takdirde, aşırı turizmin doğurduğu sosyal, çevresel ve ekonomik sorunlar giderek daha da büyüyecek.
Antalya’nın Konyaaltı ilçesine bağlı Doyran Mahallesi’nde yapılması planlanan ve 11 mahalleyi etkileyecek HES projesinin ÇED…
Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Gökdere Vadisi’nde yer alan 120 bin metrekarelik ormanlık alan, konaklamalı orman parkı…
Antalya’da bir araya gelen altı eğitim sendikası, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu protesto ederek, haklarının yok sayıldığını…